Çetin Akdeniz Kimdir?

Herhangi bir filtre seçin ve sonuçları görmek için Uygula'ya tıklayın

1967 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Aslen Ordu Perşembelidir. Ülkemizin önde gelen bağlama yapımcılarından Ragıp Akdeniz’in oğlu olan Çetin Akdeniz küçük yaşlarda bağlama çalmaya başladı.

İlkokuldan sonra girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Çalgı Eğitimi Bölümünde ortaokul, lise ve üniversite eğitimini tamamladıktan sonra yine İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Ordu Türküleri Üzerine Analiz Çalışması” isimli teziyle 1995 yılında yüksek lisans bölümünden mezun oldu.

1991-1993 yılları arasında TRT İstanbul Radyosunda bağlama sanatçısı olarak görev aldı.

1985 yılından itibaren, başta halk müziği olmak üzere farklı tarzlarda çok sayıda albüme bağlamasıyla eşlik etti. Sanatçı bağlamayı genç kuşaklara sevdirmek ve uluslararası müzik sektörüne tanıtmak amacıyla stüdyo ve televizyon çalışmalarının yanı sıra, yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda konser verdi ve çeşitli projeler içerisinde yer aldı.

Sanatçının “Enstrumantal Folk Müzik” ve “Anadolu’dan Ezgiler” isimli iki adet enstrumantal albümü bulunmaktadır.

&Çetin Akdeniz bağlamada icrasındaki başarısı ve ustalığı ile kendine has bir tarz oluşturmayı başarabilmiş ender bağlama sanatçılarımızdandır. Kendinden sonraki birçok müzisyeni etkilemiş ve bağlamada önemli bir ekol olarak kabul görmüştür. Çalış tekniği ve performansı ile etkileyici bir müzik üslubuna sahip olan Akdeniz, genç kuşak müzisyenler için önemli bir örnek olarak sanatını devam ettirmektedir.


Kaynak: 2013-2014 Güzel Sanatlar ve Spor Okulu 12.Sınıf Bağlama Ders Kitabı

Anahtar Kelimeler: 

Benzer İçerikler

Rastgele Parça

Zindanlardan taşa taşa kar beni
Mamak'lardan metris'lerden sor beni
Diyarbekre kanla bastım mührümü
Ceset ceset kefen kefen sar beni

Bu türkü mor dağların emanetidir
Firari mahpuslara bir avuç su
Bir türkü dilimi içerdekine
Çeyiz sandıgına oyalı yazma
Memeye süt Ve baharın toprağa bereketidir
Sığmaz dört duvarın yanına, dikenli tele
Cesur mermidir, mavzer yatağında bu
Önü kıtlık kıran, zemheri
Ardı ateş külü, kızılcık
Ve menekşedir Bir teli asuri vurur, bir keldani
Ve yeşile çalar her mevsim
Petrol mavisini Kan kızılını
Kavruk dudakların tuzunda tadı
Fırat'ı Dijle'yi vurur Heyy bre
Şahin gagasında Can suretidir
Kara saçlım Gül benizlim Sevdiğim
Bu türkü Mor dağların emanetidir
Gün kar yanığı yüze vuranda
Debreşir gökçe yürek
Kasketi keder gömleği kan
Sevdası bir uçurumdur
Gözleri kor tanesi gözleri hançer
Gözleri cesarettir
Krizantem çiçegidir emegi gülüm
Elleri cesur vede hünerli
Mor dağların ardında
Üç koca destan üç koca dünya
Üç denklem Üç şifre üç atom çekirdeği ve
Bir çakmak bir kıvılcım birde dinamit
Gün kar yanığı yüze vuranda
Mor dağların türküsü gelir
Onlar güneşin bağrında ateş
Yer yüzünde bir taze çiçektiler
Namluda namusun fişengi
İsyanda yürek kara düşte
Bembeyaz gerçektiler
Ben yılların sevdası Nazlım
Sabır kıyısında Kin köpüğü
Al almada Başaklarda
Gül dudaklarda hasret
Söyle türkünü sen Erinme nazlı bacım
Ağlamadan Karalara bağlamadan
Kına gecelerinin sevincinde
Lurke'de Goven'de Temirağa'da.