Herhangi bir filtre seçin ve sonuçları görmek için Uygula'ya tıklayın
Zodik tavrı, Efülliye Tavrı, İftariye tavrı, Pezik ağzı, Zeybek düzeni belli başlılarıdır. Sürmeli bu değişik ağızlarda söylenebilir. Sürmelinin tamamı 96 mısradır. Zodik Tavrı: Seydiyarlı Ali Çavuşun bacısı Fadime Hatun’un takma adıdır. Zodik neşeli oyun oyna¬mayı seven, yerinde duramayan hoş sohbet oluşundan bu adı almıştır. Zodik (Fadime Hatun) tef çalar ve çok güzel sesi vardır. Efülliye Tavrı (Habibe Ağzı): Efilliye Hatun, boylu boslu güzel sesli ve dalgalı yürüyüşüyle anılır. Tef çalar, açık yürekli ve mert bir hatundur. Zodik Hatun’dan evvel öldüğü bilinir. Muzaffer SARISÖZEN Habibe Dereli'den derleyip Yozgat Sürmelisini Radyo arşivine almıştır. (1945) İftariye Tavrı (Nida Ağzı): İftariye Hatun, Ke¬mal İsmail Ağa’nın anneannesidir. Nida Tüfekçi bu tavrı bazı eklemelerle Radyo Repertuvarına almıştır.
Pezik Ağzı: Tefçi Sabri Ağanın anası, Tilki Emine'nin ağzı ile okunan bir çeşittir. Radyo arşivinde vardır. Zeybek Düzeni Sürmeli (Kesik Ağzı): Bu tavırlı sürmeli, çok eski tarihli taş plağa Hadiye Hanım tarafından okunmuştur.
Yıllar yılı yüreklerdeki ezgiydi bu türküler Anadolu 'da. Sürmeliler diyarı deyince akla Yoz¬gat gelir. Yiğitlerin atlarıyla şahlandığı diyar Yozgat. Yıllar yılı ölümsüz aşkları, kara sevdaları doğurdu bağrında Yozgat. Öylesine kara sevdalar ki türkülere, manilere konu oldu. Kimi zaman anaya isyan olmuş sürmeli; "Zodik" olmuş; anaya feryat olmuş:
"Yozgat seni delik delik delerim Galbur alır toprağını elerim Eğer anam beni sana vermezse Koyun olur arkan sıra melerim"
Bazen ayrılık olmuş sevgili bağrında "Efülliye" olmuş, ..sevgilinin gözünde yaş olmuş: "Sarı çiçeğim mor menevşe zamanı Çaldır dağlar başındaki dumanı Gine geldi ayrılık zamanı Ya ben ağlamayayım kimler ağlasın” Kimi zaman korku olmuş,"Acaba bu son gün mü " diye yürekte ateş olmuş yakmış ve "iftariye (Nida ağzı) olmuş: Sabahınan esen seher yeli mi? Benim gönlüm divane mi deli mi? Durup durup yar gögsünü geçirir Yoksa bugün ayrılığın günü mü? "
Sürmelide öyküleşip Sürmeli Bey çok sevdiği kızla geçen anılarını "Pezik ağzıyla" anlatmış:
Dersini almış da ediyor ezber Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler Bu dert beni iflah etmez deleyler Benim dert çekmeye dermanım mı var?" Dedik ya; sevgi sevgi sürmeliler doğmuş.. Sevgililer birbirlerine "Sürmeli" diye hitap eder olmuşlar. Peki, bu sevgi sözü"Sürmeli " nereden doğmuş. Bunun bir çok rivayeti vardır da biz iki¬sini aktaralım: SÜRMELİ BEYİN ÖYKÜSÜ
Yozgat şehri 1760 yılı başlarında Bozok yaylasının yeşillik, etrafı ormanla çevrili içinde bin bir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahaya kurulurken; Yozgat'ın halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır hayatlarını bu yoldan sağlarlardı.
Bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir Türkmen yörüğü otlatırdı. Halk tarafından sevilen yanık sesli bu halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı Yozgatla, Akdağmadeni'ne kadar uzanan ormanların içinde sürücünün peşinde dolaşırdı. Bazen bir çamın dibine yaslanır sazının tellerini konuşturur, bazen bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sultanını düşünürdü.
O sultan ki güzelliği Bozok yaylasına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ay yüzlü bir dilberdi. Babası bir Türkmen Beyi idi ve çok sert bir adamdı. Sürmeli Bey ailesini salarak babasından sevdiğini istetir, mağrur adam kızını bir çobana vermeye yanaşmaz. Araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının. Ve iki sevgili birleşemezler.
Üzüntüsünden sürüsünü bırakan Sürmeli Bey alır sazını eline Beş çamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar, aşkını yanık türküleri ile dağlara, ağaçlara anlatır, küser otağına, obasına ve Akdağlara kadar uzanan çamların arasında onu bir daha gören olmaz. Dertli kavalına üflediği, içli sazına söylettiği nağmeler kalır geriye. O gün bugündür dillerde yankılanır Sürmeli Bey türküleri. SÜRMELİ KIZLARIN ÖYKÜSÜ
Yozgat sürmelilerinin ortaya çıkışı 19 yy. sonlarından İkinci Cihan Savaşı’nın sona erdiği dönemdir. Hepsi 96 beyittir.
Sürmeli, güzel gözlü sevgiliye bir hitaptır. Es¬kiden genç kızlar dışarı çıkarken gözlerine sürme çekerlerdi ve gözleri daha alımlı olurdu. Bol fera¬celerinin içinde sadece gözleri görünürdü kızların.
Yozgat Sürmelileri yaşanmış bir öykünün getirdiği bir sevda, hatta bir kara sevda türküsüdür. Zira o yıllarda Yozgat kapalı bir toplum yapı¬sına sahipti. Kadınlar erkeklere görünmez sıkı örtünürler veya aile büyüklerinden seslerini sakınırlardı. Böyle bir ortamda genç erkekler ve kızların birbirlerini görmeleri çok zordu. Düğünde, bayramda, hıdırellezde belki. Bu bir anlık sürmeli gözlere bakış, yüreklerde büyük aşklara, kara sevdalara başlangıç olur, kor düşen yürekler sessiz sessiz yanar, ateşini genişletir ve bir gün bir alev gibi o delikanlının ağzından Sürmelinin söz¬leri olarak dökülür. Dökülen sözlerde acı vardır, hasret vardır, gurbet vardır. Sürmelileri dinlerken bu kadar duygulanmamızın sebebi, bu sürmeli öykülerinde yakaladığımız duyguların kendimizde de bir yeri, bir acısının olmasındandır. Kısaca kendi aşklarımızı, hasretimizi, sevdamızı buluruz Yozgat Sürmelilerinde.
SÜRMELİ
Of of... Altın kaleminen aman yazı yazarım Aslım Yozgatlıdır gurbet gezerim Yedi yol üstüne kazın mezarım Yar gelip geçtikçe gönlüm şen ola
Aman aman sürmelim aman Of of..
Yarim beni has narınan haslamış Sarı saçlarını gül suyuyla ıslamış Anam beni gurbet için beslemiş Onun için arzularım sılamı
Aman aman sürmelim aman Of of...
Göklere çekilir anam aşığın zarı Gidersem sevmezsin vefasız yari Tövbeler ismini anmam bir dahi Bozulmuş bağlara döndük biz gayri
Aman aman sürmelim aman Of of...
Yozgat seni delik delik delerim Kalbur alır toprağını elerim Eğer yarim sen buradan gidersen Koyun olur ardın sıra melerim
Yedi kaleminen yazı yazarım Aslım Yozgatlıdır gurbet gezerim Çatağın Boğazına kazın mezarım Yar gelip geçtikçe şen olur gönlüm
Yozgat'ı sel aldı soğluğu duman Sıtkınan seviyom vallahi inan Eller yarini aldığın zaman Ellerim koynumda kalır bir zaman
Yozgat'ın yolları bükülür gider Siyah saç ardına dökülür gider Bir yiğitte sevdiğini almazsa Mahşerece beli bükülür gider
Çamlığın ardında kar dizi dizi Ayrıldım yarimden gözleri yaşlı Bir yüzük yaptırdım cefahir taşlı Takın parmağına yadigâr olsun
Bülbülü suladım altın tasman Çok günler geçirdim kara yasman Ben seni sevmiştim bir havasınan Havasım koynumda kaldı ağlarım
Sarı çiğdem mor menekşe zamanı Kaldır dağlar başındaki dumanı Yine geldi ayrılığın zamanı Ya ben ağlamayım kimler ağlasın.
Bugün Bize Pir Geldi Gülleri Taze Geldi
Önü Sıra Kanberi Ali Murtaza Geldi
Ali Benim Şahımdır Kıble Kıblegahımdır
Miraçtaki Muhammed O Benim Padişahımdır
Padişahım Yaradan Okur Ağdan Karadan
Ben Pirden Ayrılalı Kaç Yıl Geçti Aradan
Yüzyıl Geçti Aradan
Eyvallah Şahım Eyvallah Ali Sensin Güzel Şah
İllallah Şahım İllallah Hak La İlaha İllallah
Hak İlaha İllallah
Aklımızdadır İllallah Eyvallah Şahım Eyvallah
Ali Birdir Güzel Şah Eyvallah Pirim Eyvallah
Padişahım Yaradan Okur Ağdan Karadan
Ben Pirden Ayrılalı Yüz Yıl Geçti Aradan
Aramı Uzattılar Yarama Tuz Attılar
Fazlıdan Bir Kul Geldi Bedestanda Sattılar
Satarlar Bedestanda Ses Gelir Gülistanta
Muhammed'in Hatemi Bülgüzardır Aslanda
Gelgüzarım Aslanım Sevdasını Çekerim
Ben Pirden Ayrılalı Gözyaşımı Dökerim
Dökerim Gözyaşımı Gör Mevlanın İşini
Keşiş Kurban Eyledi Yedi Oğlunun Başını
Keşiş Kurban Eyledi Ne Hoş Bir An Eyledi
Yeryüzünde Melekler Hepsi Figan Eyledi
Figan Ederler Melekler Kabul Olsun Dilekler
Yezit Bir Dert Eyledi O Dert Beni Del Eyler
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Şahım Eyvallah
Hak La İlaha İllallah
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Pirim Eyvallah
Yezit Bir Dert Eyledi İmamlar Vird Eyledi
Şahım Bir Şehir Yaptı Kapusun Dört Eyledi
Dört Eyledi Kapusun Lalu Cevher Yapusun
Yezidler Şehit Etti İmamların Hepisin
La İlaha İllallah İllallah Şah İllallah
La İlaha İllallah
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Pirim Eyvallah
Hasan'a Ağu Ezdiler Hüseyne Nice Kıydılar
Zeynel İle Bakır'ı Bir Zindana Koydular
Zından Değil Cezadır Cafer Kazım Rıza'dır
Riza'nın Binbir İsmi Yollarını Gözedir
Taki Naki Ağladı Gözyaşını Çağladı
Asker İle Mehdi'yi Oniki'ye Bağladı
Oniki'dir Katarım Türlü Metah Satarım
Yükümüz Cevherdendir Müşteriye Satarım
Satarım Müşteriye Kervan Kalka Yürüye
Cebrail'i Eş Etti Cennetteki Hürüye
Hürüye Eş Eğledi Hatırın Hoş Eyledi
Kuluna Kanat Verdi Havada Kuş Eyledi
Havada Kuş Eyledi
Kuş Eyledi Havada Gezer Düzde Ovada
Melekler Saf Saf Oldu El Kaldırmış Duada
Hatayım Hal Cağında Hak Gönül Alçağında
Yüzbin Kabe Yapmasza Bir Gönül Alçağında
Hak La İlaha İllallah İllallah Şah İllallah
La İlaha İllallah
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Pirim Eyvallah