Elfida (Yüzün Geçmişten Kalan)
Yüzün geçmişten kalan / Aşka tarif yazdıran
Bir alaturka hüzün / Yüzün kıyıma vuran
Anne karnı huzur / Çocukluğumun sesi
Senden bana / Şimdi zamanı sızdıran
Herhangi bir filtre seçin ve sonuçları görmek için Uygula'ya tıklayın
Yüzün geçmişten kalan / Aşka tarif yazdıran
Bir alaturka hüzün / Yüzün kıyıma vuran
Anne karnı huzur / Çocukluğumun sesi
Senden bana / Şimdi zamanı sızdıran
Kur sofrayı geç karşıma
Ağırdan al gece uzun
Çakmak çakmak bak içime
Bal dudaklarınla sorun
Saklama izi belli yolunun
Bu yollar yabancım değil
Zorlama sonu belli oyununun
Bu sonlar biri bize değil
Yandım ay aman ay aman ay aman
Öldüm ay aman ay aman ay aman
Sevdim ay aman ay aman ay aman
Neyleyim!
Gidecekmiş mutlaka, de hadi gitsin hadi
Kolay unutacaksa hadi unutsun hadi
Dindirmezmiş bu kini, ne imanı ne dini
Unutacakmış beni, hadi unutsun hadi
Saçlarıma rüzgar değdi
Elin gibi elin gibi
Ben o rüzgarı tanırım
Gül kokulu tenin gibi
Sinem delik deşik oldu
Kirpiklerin ok mu güzel
Acınacak hala düştüm
Hiç insafın yok mu güzel
Gün olur alır başımı giderim
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda..
Şu ada senin,bu ada benim
Yelkovan kuşlarının peşi sıra..
Öyle ağırım ki kendime
Sen benden gittin gideli
Tenim küs olmuş tenime
Sen benden gittin gideli
Günü gelir sende benden çekip gidersen
Gidipte birdaha gelmeyeceksen
Akdeniz akşamları bir başka oluyor
Hele bir de aylardan Temmuz ise bambaşka
Sahilde insanlar kol kola sımsıcak
Coşmamak elde mi böyle bir akşamda
Güneş küsmüş şavkımıyor ah sensiz
Zerdali güzeli gözlerinle bak bana
Kedereş oldum yenemiyorum ah sensiz
Baldan tatlı sözlerinle gül bana
Ağlama bebek, ağlama sende
Umut sende yarın sende.
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye,
Bu suskunluk, bu durgunluk, sıkıntın/kırgınlık niye.
Dağlarda öfkeli başım
Serhatta hep akşam oluyor
Nasipsiz kıştan mı
Yağmurdan mı yoksa aşktan mı
"Kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimizde
elleri çığlık çığlık yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik
Öpüyorsam ayrılığı gözünden
Geçiyorsam bir çiçeğin özünden
Görüyorsam gözlerinin içinden
Sana olan sevdamdandır bilesin
üflediler söndüm
karanlıkta gördüm
hiç bilmezdim amma
derindeymiş pek derdim
Gitme aklım sende kalır uyuyamam geceleri
Hiç ayrılmadık seninle hiç ayrılmadık seninle
Değil bir sene bir gün bile gitme
Bir rüzgar gibi gelip geçtin hayatımdan
Dinmedi içimde o acı hatıra
Ağladım boşluğuna dizlerim bağlanmış
Sensiz herşey boş herşey yalanmış
Bir gün çıkıp gel uzak yollardan
Benim can yaramı sarmak için
Çünkü
Bir nefes ki aşk sana benzer
Benim can yaramı sar gülüm
Çünkü
Cümle alem duydu beni
Sen duymadın vicdansız
Ne oldu, oldu artık
Saklaması İmkansız
Ben yoruldum hayat, gelme üstüme
Diz çöktüm dünyanın, namert yüzüne
Gözümden, gönlümden, düşen düşenene
Bu öksüz başıma gözdağı verme
Duvarları kuşatında tutuklayın hepsini
Ne böyle gurbet olsun ne böyle ayrılıklar
Kaldırın duvarları yıkın gitsin hepsini
Ne böyle zulüm olsun nede böyle şarkılar
Bozkırda bir kasabadan geçerken
Tozlu yolda iki sıralı kahveler
Öyle sakin kıpırtısız
Otobüsü süzerler
Doğdukları yerde ölenler
Yüce dağlar başında mı
Zemherinin kışında mı
Şu gönlümün bir umudu
Gözlerimin yaşında mı
Neden geldim İstanbul'a
Tutuldum kaldım avare
Şimdi bin kere pişmanım
Vakit geçti ah ne çare
Sana Olan Duyguları
Bir Bilebilsen Anlayabilsen
Belki Severdin
İçimdeki Hasretini Bir Duyabilsen
Anlatabilsem
Belki Benimdin
Dalyan gibi bir çocuktu
Benim gözümde küçüktü
Küstüde dağlara cıktı
İner mi inmez mi bilmem
Şimdi dağların tozudur
Belki isyanın sazıdır
Söküp atılmıyor bende mi kusur
Doğarken kök salmış öze saçların
Bir kara sevda ki ya büyü ya sır
Sığmıyor kaleme, söze saçların
Yan yana geçen geceler unutulup gider mi?
Acılar birden biter mi?
Bir bebek özleminde seni aramak varya
Bu hep böyle böyle gider mi?
Dallarımı kırdılar, yarimden ayırdılar Gönlüme, gönlüme, düşmüssen cano, cano, gönlüme Beni yardan almayın, kol kanadım kırmayın |